BuzzerBeater Forums

Bence erken forma girdikten sonra bir düşüş yaşıyor takım.
İstanbul'da kazanılacak bir maç ile tekrar iddialı konuma geleceklerdir.

Anadolu Efes'e gelirsek, ben Agglelou'yu çok sevdim :)
İlk maçtan beri, gayet mantıklı hamleler izliyoruz.
Şans vermekten çekinmiyor, eksik noktaları da hemen kapatmaya çalışıyor.
Atina deplasmanında iyi oynuyoruz şu anda, merakla bekliyorum ikinci yarıyı :)

Bu maçı yapmayı beceremediğimiz alan savunması yüzünden kaybettik. Gerçi Barcelona maçını da bu yüzden kaybetmiştik. Tam maçı koparacakken Zoriç'in bir hatalı yürümesi, ardından bir de hatalı perdesi maçı kaybettirdi. Bugün ortalama bir Türkiye ligi seviyesindeki takıma karşı kaybettik. Ben bundan sonraki kalan maçları (Barça deplasmanı hariç) kazanacağımızı düşünüyorum, her şeye rağmen.

Fena oynamadığımız bir maçı Savanovic'in yetersiz kalması ve o pozisyondaki eksikliğimizden dolayı kaybettik.
Ama en azından Planinic'in de katılımıyla iyi basketbol oynayan bir takım gördük.
Oyuncuların doğru kullanımının ne kadar önemli olduğunu da Doğuş'un, Birkan'ın, Deniz'in verdiği ya da vermeye çalıştığı mücadele ve katkı ile gördük. Örneğin, doğru kullandığın sürece Doğuş'un ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu (ki genç milli takımlarda çok skorlu maçları boldur) görüyoruz.
Haftaya ilk turda İstanbul'da 20 sayı fark atılan ama bu sıralar Olympiacos-M.Siena-Caja Laboral maçlarını kazanarak iyi bir form yakalayan Milano ile oynayacak Anadolu Efes.
Umarım galibiyet alarak biraz moral kazanırlar, bence takım iyiye gidecektir.

9 maçın 9 da son periyotta gitti herhalde
yarısı da son 3 dk da

9 maçın 9 da son periyotta gitti herhalde
yarısı da son 3 dk da

Efes'in Barcelona maçı dışında öyle oldu sanırsam :)

ilk tur maçları ile top16 arasında büyük farklar vardır. nitekim bunun en güzel örneğini barcelona da görebiliyoruz(tabi navarronun etkiside fazla bunda). ilk turda 6 takımdan 4 e girmek yeterliyken heleki çok kolay rakipler varken kimsenin yok yere 10 maçta kendisini yormasını bekleyemezsiniz heleki top 16 da geçen sezonlara göre daha fazla maç oynandığını göz önünde bulundurursak. Fenerbahçenin kadrosunda kesinlikle bir 5 numara eksikliği göze çarpıyor. Sorun koçta değil işte obradovic geldi ama 3 te 0 yaptı fener. takım olarak basketbol kültürümüz ne yazıkki yok.. Efes'ten zaten bişey beklemek hayal olur.. GS'de ise Ergin Ataman'ın burnu dik egosu yüksek davranmasının bedellerini ödüyor bence. Arroyo nun eline bakan bir takım olmuşuz ve seyir zevki gerçekten hiç yok bence. Arroyo'ya diyecek bişey bulamıyorum gerçekten çok iyi oynuyor.Geçenlerde de söylemiştim Ergin varken takım yenildiğinde üzülemiyorum bile gerçekten çok antipatik bir antrenör..

İsmail Şenol davasına gelirsek çok bir bilgim yok açıkçası ama kendisi gerçekten çok iyi niyetli olduğunu düşündüğüm bir spiker. İstediği kadar yanlı olursa olsunki buna inanmıyorum kimsenin anasına bacısına küfür etmeyi hakettiği düşünmüyorum. Yapılan çok ayıp gerçekten

Efes'te ki son periyot acemiliğini sokak sahalarında biz yapmıyoruz... Ah Efes ah... Dahası Ah Türk takımları ah...

Dün akşam oynanan ve kaybettiğimiz Lokomotiv Kuban maçının ardından dün Baş Antrenörümüz Ergin Ataman'ın ve bugün Kulübümüzün yaptığı açıklamaları hayretler içerisinde takip ediyoruz.

Öncelikle gelişmelerin ardından bu açıklamayı yayınlamak zorunda kalmamızın, salonda yaşanan ve yaşanacak olan küfürü, şiddeti ve her türlü çirkinliği savunduğumuz anlamına gelmemesi gerektiğinin önemle altını çizmek isteriz

Son 3 yıldır ultrAslan olarak Ali Sami Yen Arena’da küfüre, şiddete ve yabancı maddeye karşı duruşumuz sonucu kulübümüz tek maç bile saha kapatma cezası almamış ve tribünde bir otokontrol sağlanmıştır. Salonda ise taraftar ortalamalarımız her sezon sürekli artmış ve belli başlı olaylar dışında oldukça etkili, beklenen ve özlenen bir tribün oluşturulmuş, 2 sezon öncesinin 2 finalisti bu salondan çıkamamış ve tüm Avrupa Galatasaray taraftarlarını konu etmiştir.

Öyle ki şu an almaya çalıştığımız Euroleague A lisansı konusunda Avrupa'nın dikkatini en çok çeken taraftar olmuş, günlerce konuşulmuş hatta Euroleague tarafından bir belgesel dahi çekilmiş ve bir çok maçta takımımızın arkasında büyük bir güç oluşturarak bir çok maçı çevirmiş, dünya devlerine salonu dar etmiş ve geçen yıl şampiyonluğa inanarak, isteyerek kazanılmasında büyük pay sahibi olmuştur.

Şube Koordinatörümüze Pınar KSK maçında Şeref Tribününde saldırılmasından sonra olayla ilgili sosyal medya hesabından Murat Özyer'in yumruklanmasını "... daha fazlasını hak ettiğini" belirten tweetler atan ve ardından silen Euroleague maçlarının yayıncı kuruluşunun aynı zamanda spikeri olan bu malum şahısa maçın başında anlık tepki gösterilmiş, sadece birkaç dakika devam etmiş ve sonrasında bastırılan küfürlü tezahüratlardan yola çıkarak Kulübümüz ve camiamızla hiç bir alakası olmayan bu adı geçen şahsın protesto edilmesini Hocamız Ergin Ataman'ın tamamen üstüne alınmasını hiç bir açıdan anlamamız beklenmemelidir.

Ergin Ataman maç sonu açıklamasında maç ile ilgili yorum yapmak istemediğini belirterek sadece tribünle ilgili konuşmuş ve "Bu böyle devam ederse sezon sonu bırakırım" şeklinde yaptığı tehditkar açıklama Galatasaray camiasını değilse, kimi hedef almaktadır? Tekrar ediyoruz küfürü, şiddeti ve sporu çirkinleştiren hiç bir şeyi tasvip etmiyoruz ama Galatasaray çatısı altındaki birine böylesine yaşanmış bir çirkin olay sonrası tarafsız olması gereken bir sektörde çalışan ama tuttuğu takımın formasını giyerek yorumlar yapan kim olursa olsun en sert tepkiyi her zaman görecektir.

Bu davranışın farkında dahi olmadan bu gün yaptığınız Galatasaraylılık bu değil başlıklı açıklamada, Avrupa’da parmakla örnek gösterilen taraftarınızı küfürden başka bir aksiyonu olmayan oluşum ve benzeri mesnetsiz tariflerle lanse etmek hangi "kurumsal iletişimin" ürünüdür?

Yazının devamında küçük bir grup olarak bahsettiğiniz taraftarların davranışından yola çıkarak şubeyi küçültmek veya kapatmakla tehdit etmenin tarihimizde bir örneği daha var mıdır ve suni oluşturulmuş bu soruna bulabildiğiniz çözüm 90 yıllık şubeyi kapatmak mıdır?

Kendimizden başka dostumuzun olmadığının sonunda algılanabilmesine açıkçası sevindik ancak bahsettiğiniz ortamda doğru olan Galatasaray Spor Kulübünün temel yapı taşı olan taraftarıyla iletişimini kurumsal kavramlarla değil, Galatasaraylılık kavramı esas alınarak yapılmasıdır. Medya aracılığıyla veya bildiri yayınlayarak kendi taraftarını kamuoyu ve medya önüne atarak yapılan çabaların sorunları çözmeye katkısı olmayacağı gibi camiamızın bütünlüğünü yaralamaktan ve yıpratmaktan başka bir işe yaramayacağı aşikardır.
Yine yazıda; camianın bir parçası olan taraftarı içeriden vurmakla suçlarken bu açıklamayı kaleme alanlara aşağıda soracağımız bazı sorulara verilecek cevaplar bizim için kaçırılmış bir galibiyetten çok çok daha önemlidir.

*Galatasaray Basketbol takımı İzmir’de gittiği her maçta taşlanırken neredeydiniz?
*Polis parkede takımı kalkanlarla korurken neredeydiniz?
*Demirel federasyonunun hakemleri olaylara göz yumarak her şeye rağ

Galatasaray Liv Hospital-Kuban maçında Galatasaray taraftarının tepki gösterdiği NTV Spor spikeri İsmail Şenol ilk kez konuştu.

İsmail Şenol twitter hesabı aracılığıyla şu mesajları kaleme aldı: “Sosyal medyada sık yaşanan bilgi kirliliği sorunundan ben de nasibimi aldım. Bu durumdan üzgün ve rahatsızım. Murat Özyer’in uğradığı saldırı hakkında tweet atıp sildiğim gibi gerçek olmayan bir bilgi var. Ben olay hakkında herhangi bir şey yazmadım. Olay günü Murat (Özyer) abiye attığım kısa mesajda yaşananlardan dolayı üzgün olduğumu belirttim ve geçmiş olsun dedim. O da teşekkür etti. Murat Özyer’in uğradığı saldırı hakkında tweet atıp sildiğim gibi gerçek olmayan bir bilgi var. Ben olay hakkında herhangi bir şey yazmadım. Murat Özyer’in uğradığı saldırı hakkında tweet atıp sildiğim gibi gerçek olmayan bir bilgi var. Ben olay hakkında herhangi bir şey yazmadım. Şiddetin her türlüsüne karşıyım. Hiçbir şiddet olayını onaylamam söz konusu dahi olamaz.”

Şube Koordinatörümüze Pınar KSK maçında Şeref Tribününde saldırılmasından sonra olayla ilgili sosyal medya hesabından Murat Özyer'in yumruklanmasını "... daha fazlasını hak ettiğini" belirten tweetler atan ve ardından silen Euroleague maçlarının yayıncı kuruluşunun aynı zamanda spikeri olan bu malum şahısa maçın başında anlık tepki gösterilmiş, sadece birkaç dakika devam etmiş ve sonrasında bastırılan küfürlü tezahüratlardan yola çıkarak Kulübümüz ve camiamızla hiç bir alakası olmayan bu adı geçen şahsın protesto edilmesini Hocamız Ergin Ataman'ın tamamen üstüne alınmasını hiç bir açıdan anlamamız beklenmemelidir.

*Galatasaray Basketbol takımı İzmir’de gittiği her maçta taşlanırken neredeydiniz?
*Polis parkede takımı kalkanlarla korurken neredeydiniz?
*Demirel federasyonunun hakemleri olaylara göz yumarak her şeye rağ

Özellikle buraları komikmiş.