Futbolda u16 milli takımının oyuncularından birisinin bir röportajı vardı, daha sonradan tabii. Alt yaş grubunda İngiltere'yi 3-0 yenmiş bu elemanın da içinde bulunduğu genç takım. Bir sonraki sene, bir üst yaş kategorisinde, neredeyse aynı kadrolarla 4-0 kaybetmişler.
Basketbolda da aynısı oluyor. İçerisinde Furkan'ın olduğu jenerasyon üç sene üstüste katıldığı turnuvaları kazandı, aralarından Tolga ve Furkan hariç milli takıma seçilebilen yok. Milli takımda da 18 yaşında adamın takımını taşıdığı noktaya bakıyorsun, Furkan Letonya maçında ilk periyotta iki tane hatalı karar verince Erkan'dan daha az süre aldı maçın kalanında. Tabi oyuncuların da hataları var, Okben Daçka'ya gitti sezon ortasında, basketbol topunun neye benzediğini unuttu.
D-Will hoca kesmiş o jenerasyondan umudu, direkt sonrakilere yürüyor, haklı da muhtemelen. Orada mesela Onur var, eski basketbolculardan Mustafa Kemal Bitim'in oğlu, milli takımdan çıkarıldı bu sene, saçma sapan ego problemlerinden dolayı.
İşin bu kısmı da teknik heyetin saçmalığı, yetenekli adama biraz tolerans göstereceksin, neymiş efendim Onur demiş ki, hücum planı benim üzerime kurulsun. Ya dışarıdan takımı tanımayan birini getir, herkesin üç maçını izlesin, zaten onun üzerine kurar o planı, bunu istedi diye niye çocuğu milli takımdan çıkarırsın ki?
Onun dışında bir süredir problem yaşadığımız uzun rotasyonuna dahil edilebilecek Ömer Faruk, Ahmet Can, Ragıp ve Yiğit var.
İşte sonrası değindiğin üzere geçişi yapmakta, şimdiye kadar çuvalladık, bundan sonrası için iyi şeyler temenni etmekten başka pek bir şansımız da yok.